Beni yakından tanıyan çoğu kimsenin bildiği üzere, çocukluğumdan bu yana koyu bir Nilüfer hayranıyımdır. ‘Kalbim bir pusula/Ağlıyorum yine’ adlı 1972 tarihli ilk 45’liğinden bugüne tüm diskografisine sahip olduğum, beni her zaman büyülemeyi başarmış Türk Popunun gelmiş geçmiş en önemli yorumcularından birisi olan Nilüfer, şimdi, sadece bir kaç gün once piyasaya sunulan ‘Yeniden Yeni Yine’ isimli, ağırlıklı olarak 90’lı yıllarda, bir bölümü ise 80’li yılların sonu ve 70’li yıllarda farklı sanatçılar tarafından seslendirilmiş, Türk Popüler Müziğinin ortak hafızamızda yer etmiş, önemli klasiklerini seslendirdiği bir albümle karşımızda.
1990 yılından beri, her yeni
Nilüfer Albümü çıktığında olduğu gibi, bu albümü de ilk çıktığı gün, yani
geçtiğimiz cuma günü, bir koşu gidip satın aldım . Sanatçının, yaklaşık 25 yıl
önce 1992 yılında yayınlanan ve çok büyük bir satış rakamına ulaşan ‘Yine Yeni
Yeniden’ Albümüne gönderme olarak ‘Yeniden Yeni Yine’ adını taşıyan bu konsept
albümün kapak kompozisyonunu oldukça başarılı buldum, sade fakat bir o kadar da
şık ve klas bir Nilüfer karşılıyor bizi albüm kapağında ve kartonette yer alan
fotoğraflarda.
Gelelim albümün içeriğine. Nilüfer
isim olarak ‘Yine yeni yeniden’e gönderme yapsa da, içerik açısından albüm,
Nilüfer’in 1987’de yayınlanan ve ‘Geceler’ hariç hemen hemen tüm şarkıların
daha once başka sanatçılar tarafından yorumlanmış olduğu ‘Geceler’ Albümü’nü
anımstıyor.
Hatta, Geceler'in yaklaşık 30 yıl sonra dünyaya gelen bir kardeşi de denilebilir 'Yeni Yine Yeniden' için. Çünkü, belirttiğim gibi bu albüm baştan sona, daha once diğer
sanatçılar tarafından yorumlanmış Türk pop müzik klasiklerinden oluşuyor. Slov
parçaların daha fazla yer aldığı bu çalışma tam anlamıyla güzel bir
sonbahar-kış albümü olmuş. Bu yüzden, 2016 senesinin son albümü olma sıfatını da elinde tutan bu albümün yılın çok doğru bir döneminde
yayınlandığını ve yeni yılı karşılamaya hazırlandığımız bu
günlerde, arşiv değeri taşıyan bu çalışmanın sevdiklerimiz için güzel bir yılbaşı
hediyesi olacağı kannatindeyim. Sezen Aksu’nun 1991 yılında yayınlanan ve satış rekorları kıran
‘Gülümse’ Albümü’nün en özel parçalarından birisi olan ‘Seni kimler aldı’ ile açılan albüm, Aşkın Nur Yengi’yle
tanıştığımız 1990 senesine ait, Yengi’nin ‘Sevgiliye’ adlı ilk albümünde yer
alan, yine Sezen Aksu Bestesi ‘Yazık’
ile devam ediyor.
İlk kez Ajda Pekkan tarafından 1993 yılında seslendirilen,
1997’de Selda Bağcan’ın da yeni bir soluk kattığı ‘Ağlama anne’,
90’lı ve 70’li yıllardan birer Ajda Klasiği ‘Yalnızlığa hüküm giydim ve ‘Hoşgör sen’,
Sezen Aksu’88 Albümünün
başarılı slovlarından ‘Unut’,
ilk
kez 1994 yılında Eda-Metin Özülkü tarafından seslendirilen, 2003 senesinde
Popstar Türkiye yarışmasında Bayhan yorumuyla yeniden hatırlanan‘Seninle olmak var ya’ ,
Levent
Yüksel’in 1993 tarihli ilk albümünde yer alan ve 90’ların en çok sevilen
şarkılarından olan ‘ ‘İstanbul’, Sertap Erener'in efsanevi 'Lal' Albümünden 'Sevdam ağlıyor',
bestesi populer
müziğimizin çok özel ve çok değerli bir ismi olarak nitelendirdiğim, çok güzel
çalışmalara imza atmış Ümit Sayın’a ait olan ve Türk Popu’nun yine özel
isimlerinden birisi olan, 90’lı yılların unutulmaz yorumcusu Bendeniz
tarafından 1995 yılında seslendirilmiş ‘Gönül
yareler içinde’,
2001 yılında Kenan Doğulu’nun yorumuyla çok büyük beğeni
toplayan ve daha sonra şarkının söz yazarı ve bestecisi İlhan Şeşen ve Bülent
Ersoy tarafından da seslendirilen ‘Ellerimde
çiçekler’
ve ülkece oldukça zor ve tatsız bir dönemden geçtiğimiz bugünlerde en çok ihtiyacımız olan ‘birlik’ duygusunun ve ülkemizin eşsiz güzelliklerinin altını çizen, Fikret Şenes’in olağanütü sözleri ve rahmetli Ayten Alpman’ın mükemmel yorumuyla hafızalarımıza kazınan ‘Memleketim’ise albümde yer alan diğer parçalar.
ve ülkece oldukça zor ve tatsız bir dönemden geçtiğimiz bugünlerde en çok ihtiyacımız olan ‘birlik’ duygusunun ve ülkemizin eşsiz güzelliklerinin altını çizen, Fikret Şenes’in olağanütü sözleri ve rahmetli Ayten Alpman’ın mükemmel yorumuyla hafızalarımıza kazınan ‘Memleketim’ise albümde yer alan diğer parçalar.
Her birisi, kendisini
fazlasıyla ispat etmiş, hafızalarımızdan silinmeyen mükemmel eserler, Volga
Tamöz’ün başarılı düzenlemeleri ve Nilüfer’in eşsiz ses ve yorumuyla birleşmiş
ve ortaya gerçekten çok özel, arşiv değerinde bir konsept albümü çıkmış.
Nilüfer’in sesinden ve yorum
gücünden bahsetmişken, burada bir konuya değinmek istiyorum. Bir kaç gündür, farklı
internet sitelerinde, albümle ilgili yapılan yorumları okuyorum. Kimileri,
albümü çok beğendiklerini dile getirirken, kimileri ise Nilüfer’in artık eski
ses rengini ve gücünü yitirdiğini belirterek bu albümü eleştirmişler. Şunu
belirtmek isterim ki ‘Ne yazık ki yılların geçmesine engel olamıyoruz. Yıllar
ilerlerken tıpkı tüm organlarımız gibi ses tellerimiz de bazı değişimler
yaşıyor. Sesine ne kadar iyi bakarsa baksın -ki Nilüfer, düzenli ve sağlıklı
özel yaşantısıyla, Türkiye’de sesine en iyi bakan sanatçılardan birisidir- bugün
tam 61 yaşındaki Nilüfer’den 20’li , 30’lu yaşlarıyla birebir aynı sesi
beklemek yersiz olur. Nilüfer’in ses rengini halen daha emsalsiz derecede
güzel bulduğumun, son derecede doğru ve etkileyici bir ses tekniği
kullandığını düşündüğümün altını çizmek isterim. Yıllar önceki vokal performansıyla güncel
performansı arasındaki farkı ‘sesinin bozulması’ olarak değil, ‘sesinin
olgunlaşması’ olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Ben şahsen, ‘Yeniden Yeni Yine’yi çok beğendim.
Özellikle 90’lı yılların ağırlıklı tutulduğu bu çalışmayı dinlerken ortaokul
dönemime denk gelen o yılları adeta yeniden yaşadım, radyoda bu şarkıların
çaldığı, servisle okula gidip geldiğim o günleri yeniden hatırladım ve
Nilüfer’in sesinden bu şarkıları duymaktan büyük mutluluk ve keyif aldım. Favori
parçalarım ise başta ‘Gönül yareler içinde’ olmak üzere ‘İstanbul’,‘Seni kimler
aldı’, ‘Ağlama anne’ Seninle olmak var ya’ ve Yazık’. Albümde, olmasaydı da
olurdu diyebileceğim tek şarkı ise ‘Hoşgör sen’. İtiraf etmeliyim ki bir tek o şarkıda, kulağım Ajda Pekkan'ı aradı. Dilerim, bu albüm de, tıpkı
Nilüfer’in çok severek dinlediğim ve yeni şarkılardan oluşan son albümü ‘Kendi
cennetim’ gibi, kısa zaman içerisinde LP Plak baskısına da kavuşur.
Kısacası bir döneme damgasını vurmuş, bir
birinden güzel ve etkileyici şarkıları, ülkemizin gelmiş geçmiş en büyük
seslerinden, en usta yorumcularından birisinin sesiyle yeniden keşfetmek, bir ömür
boyu arşivinizde saklamak için Nilüfer ve Yeniden Yeni Yine’ en doğru tercih.
Hepinize müzik ve sevgi dolu
günler dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder