4 Ocak 2016 Pazartesi

Nilüfer'le cennetinin bahçelerinde gezinmek


Nilüfer'in son albümü 'Kendi cennetim' ile değerlendirme yazımı, albümün yayınlandığı dönemde, haziran ayının başında yazmış ve facebook hesabımda paylaşmıştım.. Bu güzel albümün, longplay baskısının eğer bir aksilik olmazsa yarın piyasaya verilecek olması dolayısıyla ve geçtiğimiz haftalarda açtığım bu blogda, çok sevdiğim bu albümle ilgili değerlendirme yazımın yer almasının gerektiğini düşündüğümden, yazımın bazı yerlerinde çok küçük güncellemelerle yeniden huzurunuza sunuyorum. 
1972 Yılında yayınlanan ilk 45'liği 'Kalbim bir pusula/Ağlıyorum yine' den bu güne tüm 45'lik, longplay, kaset ve cd lerine (hatta kapanmış stüdyoların arşivlerinden yıllar önce büyük zorluklarla elde ettiğim bir kaç test plağı ) kısaca tüm diskografisine sahip olduğum, çocukluğumdan beri adım adım takip ettiğim, çok sevdiğim bir sanatçı Nilüfer. O, güçlü sesi, kendine özgü yorumu, hiç bir zaman altını özel olarak çizmediği ancak şarkılarında, sesinde ve duruşunda gizli 'kadınsı'lığıyla Türkiye'nin en özel sanatçılarından.

Henüz beş yaşımdayken, TRT ekranlarında yayınlanan 'Geceler' Albümüne ait klipleri ilgiyle izlediğimi de, 1990 yazında 'Sen mühimsin' albümünün çıkıp çıkmadığını her gün sorarak mahallemizdeki kasetçi genci çıldırttığımı da (o zamanlar kasetçi denirdi, çocukluğumun büyük bir bölümü plakların piyasadan çekildiği, cd lerin ise henüz yaygınlaşmadığı ve sadece kasetlerin hüküm sürdüğü bir döneme denk geldi), orta son sıralarında okurken 'Nilüfer'le Albümünün çıkış tarihi olan 4 Nisan 1997 'yi (halen unutmamışım, hafızama pes doğrusu ;) ) gün sayarak beklediğimi de dün gibi hatırlıyorum. Her Nilüfer albümünün çıktığı ilk günleri hatırlarım ve anılarımda özel bir yeri vardır.

Ardımızda bıraktığımız 2015 senesinin mayıs sonlarında Nilüfer, 'Kendi cennetim' adını verdiği baştan sonra yepyeni şarkılardan oluşan bir albümle karşımıza çıktı. Açıkça itiraf etmem gerekirse , 1997 tarihli 'Nilüfer'le Albümünden bu yana, yeni şarkılardan oluşan albümlerinin hiç birisinin (bir tek 2005 tarihli 'Karar verdim' i ayrı bir noktaya koyuyorum) bende eski heyecanı uyandırmadığını, hep bir şeylerin eksik kaldığını söylemeliyim. Buna, sanatçının tam 6 yıl önce, 2009 yazında yayınlanan ve yeni şarkılardan oluşan son albümü olan 'Hayal' de dahil. Bu sebepten 'Kendi cennetim' albümünün çıkacağını duyduğumda da, büyük heyecan duymama rağmen beklentiyi çok yüksek tutmadım. Ancak, daha albümün çıkış şarkısı 'Haziran vakti' nin ilk notalarını duyar duymaz, adeta albüm beni büyüsüyle esir aldı,  yayınlandıktan sonraki haftalarda evimin, müzik köşemin baş koltuğuna oturdu.

Sade fakat sevimli ve anlamlı bir kartonete sahip olan albüm, söz ve müziği Nazan Öncel'e ait 'Nokta' isimli mükemmel bir şarkıyla açılıyor. Nazan Öncel yine Nazan Öncel'liğini yapmış ve döktürmüş. Çok özel sözler, hareketli, akılda kalıcı bir şarkı. Sevgisini söylemekten çekinmeyen, sevdiğini utanmadan, net ve açık bir dille, bazende patavatsızca söyleyebilen ancak karşı taraf israrla anlamıyorsa da onurlu ve keskin bir karar ile noktayı koyabilenlerin şarkısı. 'Ben seni neden mi sevdim nedensiz sevdim'  , 'çık gel her iki sokaktan, öpeyim her iki yanaktan' 'sonra? Sonrası yok işte, anlamıyorsan nokta! ' şarkının en çok hoşuma giden mısraları. Şarkı, Nilüfer'in sesine mükemmel bir uyum sağlamış, ortaya yıllarca zevkle ve coşkuyla dinlenebilecek bir eser çıkmış. Albümün, tartışmasız en fazla ön plana çıkabilecek eserlerinden.

'Nokta' yı, söz ve müziği bu kez, duygu dünyamızın emsalsiz bir kraliçesi olan Sezen Aksu'ya ait olan 'Haydi kızlar' isimli eser takip ediyor. 'Haydi kızlar' günahıyla, sevabıyla tam bir Sezen şarkısı. Kız kankaları toplayıp Beyoğlu'nu basmak, iki düm düm, iki tek  atmak Nilüfer'den ziyade daha çok Sezen'e yakışsa da, bu sözler, Nilüfer'in ağzında da sırıtmamış ve ortaya keyifli bir eser çıkmış. Albümün, 'hit' adaylarından.

Söz ve müziği usta müzisyen Adnan Ergil'e ait 'Vefa' albümün, sayısı hiç de az olmayan slov bombalarından, -her ne kadar vefa bir semtin adıymış- repliği son yıllarda birazcık baysa da ;) oldukça güzel ve duygusal bir eser. Albümde, Adnan Ergil'e ait bir diğer beste olan 'Beklemem' ise 'Vefa' nın aksine hareketli bir parça. Melodinin canlılığına inat, sözler ise bir o kadar can yakıcı. Bu şarkıda, hafif bir 90'lar kokusu da aldım ve şahsen ben çok beğendim.

Nilüfer'in besteci kimliğini ilk kez 1985 yılında yayınlanan 'Bir selam yeter' Albümündeki  'Erkekler ağlamaz' ile keşfetmiş ve ülkece hayran kalmıştık. 'Erkekler ağlamaz' aradan geçen tam 30 yıla rağmen halen daha Türk popunun en sevilen, en hisli slovlarından birisidir. Sanatçı, Kayahan ile yaşadığı anlaşmazlık sonucu, 2005 yılındaki 'Karar verdim' Albümünde uzun bir aradan sonra, yeniden kendi bestelerini seslendirmiş ve belki 'Erkekler ağlamaz' kadar büyük bir hit çıkaramasa da beğeni toplamayı başarmıştı. Bu albümde yer alan Nilüfer bestesi 'Havalandı ruhum' ise insanı, ilk dinlediği andan itibaren etkisine alan, ruhunu ısıtan mükemmel bir eser, yorumcu Nilüfer'in yanı sıra, besteci Nilüfer'i de bir kez daha tebrik etmek gerekiyor. Kişisel zevkim mi bilmem ama bence albümün en keyifli şarkılarından birisi olmuş.

Söz ve müziği  genç müzisyen Hakan Sancak'a ait olan 'Aylar geçti' albümün duygusal çizgisine ve bütünlüğüne gayet uygun, başarılı bir çalışma tıpkı söz ve müziği , bu albüm sayesinde Nilüfer'in keşfettiği bir diğer genç ve değerli müzisyen Medar Neşet Kırşehirli'ye ait olan 'Hazan' gibi.

Albümün çıkış şarkısı olarak seçilen Sezen Aksu  bestesi 'Haziran vakti' tek kelimeyle mükemmel. Daha ilk notadan, şarkı başlar başlamaz insanın kanını kaynatan, yaz aylarında büyük bir keyifle dinlenecek fıkır fıkır bir şarkı. Sezen'in müthiş söz ve müziği, Nilüfer'in kendine özgü vokal tekniği, kısaca ortaya bir şaheser çıkmış. Dinlerken Sezen, şarkıyı adeta Nilüfer için yazmış diyorsunuz.

Albümün ikinci yarısı, ağırlıklı olarak slov ve duygusal eserlerden oluşuyor. Daha çok köşe yazarı olarak tanıdığımız Onur Baştürk'ü 'iki eski sevgili' şarkısı için tebrik etmek isterim. Çok güzel, dinlendiren, huzurlu bir melodi ve sade, akılda kalıcı sözler. 'Seninim' ise Yunanca bir parçanın, Nilüfer'in Türkçeleştirdiği sözler ve Febyo Taşel'in düzenlemesiyle karşımıza çıkan başarılı, etkileyici bir versiyonu.

Ancak, albümde ilki Şehrazat'a, ikincisi ise Gövher Hasanzade'ye ait iki eser var ki 'Elimden gelen bu kadardı' ve 'Günahkar zaman' diye...Ayrılık acısı çekenler, bunalımda olanlar dinlemesin diyeceğim, yada dinlesinler şarkılar sünger gibiyi acıları emsin götürsün...Yürek yakan sözler, Nilüfer'in emsalsiz yorumuyla birleşmiş...Anlatılmaz dinlenir... Beni özellikle 'Günahkar zaman' çok etkiledi.

Son olarak, Nazan Öncel'in ikinci bestesi 'Bu tarafa' dan bahsetmek istiyorum. Sanatçının diğer bestesi 'Nokta' ne kadar canlı ve hareketli ise, 'Bu tarafa' da o kadar yavaş ve hüzünlü. Sözsel olarak bana birazcık Candan Erçetin'in 'Kırık kalpler durağında' sını hatırlattı nedense. Özellikle içinde bulunduğumuz kış aylarında bu şarkıya güzel bir klip iyi gider.

Kısaca, özetleyecek olursam Nilüfer, uzun bir aradan hem de oldukça uzun bir aradan sonra gerçekten mükemmel bir iş çıkartmış. Koskoca altı yıl onun sesinden yeni şarkı duymamaya, beklemeye değmiş. Kanımca, hem Nilüfer diskografisinin, hem de Türk popunun en güzel, en özenli albümlerinden birisi ortaya çıkmış.

Hepsinden de önemlisi 'Kendi cennetim' adlı bu albümle, Nilüfer bizlere müzik hayatının 43 .Yılında gücünden hiç bir şey yitirmediğini ve daha çok uzun yıllar bizleri kendi cennetinin eşsiz bahçelerinde gezdirmeye devam edeceğini ispatlamış.
 
Bu albümü halen satın almadıysanız, mutlaka almanızı, hatta yarın piyasaya sınırlı sayıda dağıtılacak olan longplay baskısını da mutlaka edinmenizi öneririm.

Hepinize müzik ve sevgi dolu günler dilerim.